Mucizem ile en özel anlarımızı emzirme saatlerimizde yasadık. Onu sevdikçe sütümün arttığını gözlemledim bu dönemde. Emzirme öncesi mutlaka koklayıp sevdim kuzumu. O da ilk andan itibaren sankı yıllardır bunun eğitimini almışçasına memeye tutundu. Hastalık anlarında sütün bir antibiyotik haline dönüşmesi ise ayrı bir mucizeydi. Beni ve Ege yi her an koruyan oldu sütümüz.
Dokuz ay karnımda yasattığım bebeğimin hayata tutunmasından sonraki sürecinde duygusal bağımızı kurup güçlendiren en büyük etken yine sütümüz.
Duygular ile vücudumuzun ürettiği mucize anne sütü için sayfalarca yazı yazabilirim. Ege bir yasında anne sütüne devam ediyoruz. Umarım 2 yasına kadar bu mucıze bıze eşlik eder.
Bize bunca güzellikler veren anne sütümüzü sonsuzlaştırsak ne güzel olurdu. Bebeğimizin göbek bağını, ilk saçını, tırnaklarını sakladığımız gibi sütümüzü de saklayabilseydik diye düşünürken buluyor insan kendini. Tam da bu noktada forevermilktr çıktı karşıma. Anne sıcaklığındaki samimiyeti ile (İzmir li memleketlim olmalarının da bu sıcaklıkta katkısı büyük tabi) hem sütümü hem de bebeğimin saçımı ölümsüzleştirdik. Simdi her gün babamızın kolunda bilekliği benim kolumda da bilekliğim, boynumda kolyem, parmağım da yüzüğüm olarak her an benimle. Egemin en buyuk hatırası olacağını düşünüyorum bu takıların.
Tesekkürler forevermilktr…
Mutlu anne, mutlu bebek...
Hiç yorum yok